Zamanın birinde küçüklüğünden beri mücevherci olmak isteyen bir genç varmış.En büyük hayali taşları tanımak şekil vermekmiş.Günün birinde yaşadığı şehrin en meşhur ustasına gitmiş ve kendisini yetiştirmesini istemiş.Usta peki "demek taşları tanımak,şekil vermek ve ustası olmak istiyorsun" diyerek avucuna bir yeşim taşı koymuş ve bu taşı bir yıl avucunda tuttuktan sonra gelip kendisini görmesini istemiş.
Genç yaşadığı hayal kırıklığını belli etmeden ustaya saygısından "peki" deyip oradan ayrılmış.Bu durum istediği gibi değilmiş.O her gün ustayla birlikte mücevher dükkanında çalışmak taşları öyle tanımak istiyormuş. Yinede ustanın dediğini yapmış ve bir yıl boyunca taşı avucundan hiç bırakmadan evirmiş çevirmiş,parmakları ile hissetmiş hatta uykusunda bile avucunda tutmuş.Bir yıl sonra ustanın yanına gitmiş taşı vermiş.