21 Ağustos 2016 Pazar

Yeşim Taşı Hikayesi



Zamanın birinde küçüklüğünden beri mücevherci olmak isteyen bir genç varmış.En büyük hayali taşları tanımak şekil vermekmiş.Günün birinde yaşadığı şehrin en meşhur ustasına gitmiş ve kendisini yetiştirmesini istemiş.Usta peki "demek taşları tanımak,şekil vermek ve ustası olmak istiyorsun" diyerek avucuna bir yeşim taşı koymuş ve bu taşı bir yıl avucunda tuttuktan sonra gelip kendisini görmesini istemiş.


Genç yaşadığı hayal kırıklığını belli etmeden ustaya saygısından "peki" deyip oradan ayrılmış.Bu durum istediği gibi değilmiş.O her gün ustayla birlikte mücevher dükkanında çalışmak taşları öyle tanımak istiyormuş. Yinede ustanın dediğini yapmış ve bir yıl boyunca taşı avucundan hiç bırakmadan evirmiş çevirmiş,parmakları ile hissetmiş hatta uykusunda bile avucunda tutmuş.Bir yıl sonra ustanın yanına gitmiş taşı vermiş.

Usta yeni bir taşı avucuna koymuş "şimdi git yine bir yıl sonra gel"demiş.
Genç adam dayanamamış kızgın bir sesle "bana ne zaman bu işi öğreteceksin daha ne kadar avucumda bu taşları tutturacaksın"bir yandan da avucunda ki yeni taşı hissediyormuş ve kendiliğinden farketmiş. Avucunda ki yeşim taşı değilmiş...

Bir işi öğrenmek yalnızca izlemek ya da anlamakla olmaz hissetmek gerekir.
Bedeninin ve ruhunun istediğin iş yada dileğinle bütünleşmesi gerekir.Bir konu hakkında ne denli çok deneme,alıştırma,tekrar yaparsan o kadar çok başarılı olursun.
Bir dileğine ve isteğine ne kadar çok odaklanır onunla bütünleşirsen onu kendine yaklaştırırsın.
Tutku ile istemek, tutku ile tekrarlamak, tutku ile sabretmek...
Ulaşmanın yolu burada saklı...

14

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder